Adil bir yargılama için savunma hakkının güvence altında olması şarttır ve demokratik toplumun olmazsa olmaz gereğidir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen imkânın sağlanması; taraflardan birinin diğerine nazaran daha güçsüz bir hale sokulmadan iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde sunma olanağına sahip olmaları ve silahların eşitliği ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi ile mümkün hale gelebilecektir.
Hükmedilecek cezanın bireyselleştirilmesinde, hakkında kamu davası açılan kişinin suçu işleyip işlemediğinin tespitinde ve haksız yere ceza almamak adına avukatın ceza hukuku alanında tecrübe sahibi olması ve vereceği hukuki destek çok büyük önem taşımaktadır. Her aşaması zorlu bir süreç olan ceza yargılaması sonucunda, hapis cezası gibi hürriyeti bağlayıcı cezalar yanında, para cezası gibi maddi yük getiren cezalar da verilmektedir. Bu kapsamda; gözaltı sürecinden, yargılama sonucu verilen kararın kesinleşmesine kadar, şüpheli, sanık ya da şikâyetçiye hukuki destekte bulunmak, maddi gerçeğin aydınlatılmasına ve hak edilen cezanın alınmasını sağlamak avukatın görevidir. Ceza avukatının yargılama dışında, kolluk birimlerinde (emniyet,jandarma vd), Cumhuriyet savcılıklarında ve ceza infaz kurumlarında işlemler gerçekleştirdiği nazara alındığında tecrübesi, bilgisi, kurumlarla olan münasebeti ve müvekkillerine gösterdiği ilgi daha da önemli hale gelmektedir. Bu sebeple tecrübeli ve işin ehli kişilerden hukuk hizmeti almak gereklidir.
• Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şüpheli ve/veya sanık müdafiliği,
• Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında mağdur ve/veya müşteki vekilliği,
• Bilişim suçlarına ilişkin ceza davaları,
• Yakalama, el koyma, arama ve gözaltı gibi koruma tedbirlerine itiraz,
• Adli kontrol ve tutuklama kararlarına itiraz ve tahliye talepleri,
• Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları,
• İstinaf, temyiz ve karar düzeltme başvuruları,
• Olağanüstü kanun yolu başvuruları,
• İnfaz hukuku ve cezaevi uygulamalarından kaynaklanan sorunlara dair başvurular.